Marmara Denizi, 17 Eylül 2023 tarihinde saat 14:30 sularında 3 büyüklüğünde bir depremle sarsıldı. Depremin merkezi, ulusal sismik ağlar tarafından tespit edilen verilere göre, Marmara açıklarındaki Avşa Adası'nın yaklaşık 15 kilometre güneydoğusunda bulundu. Deprem anında, bölgedeki vatandaşların yaşadığı anlık panik ve endişe gözlemlendi. Çok sayıda kişi sosyal medya üzerinden depreme dair paylaşımlarda bulunarak yaşananları gündeme taşıdı.
Deprem, özellikle kıyı şehri olan Balıkesir ve Çanakkale'nin yanı sıra birçok ilde hissedildi. Avşa Adası ve çevresindeki birçok vatandaş, sarsıntının ardından dışarı çıkarak güvenli bir mesafeye doğru ilerledi. Görgü tanıkları, sarsıntının kısa süreli fakat şiddetli olduğunu ifade ederek, yaşadıkları panik dolu anları paylaştı. "Bir anda her şey sallanmaya başladı, ailemi dışarı çıkarmak için koşmak zorunda kaldım" diyen bir Balıkesirli, depremin etkisini net bir şekilde ifade etti.
Depremin ardından, AFAD ve Kandilli Rasathanesi tarafından yapılan açıklamalarda, depremin herhangi bir can veya mal kaybına yol açmadığı bildirildi. Ancak, depremin hemen ardından birçok vatandaş evlerinde hasar olup olmadığını kontrol etmek için harekete geçti. Yerel yönetimlerin, olası artçı sarsıntılar konusunda halkı bilgilendirmek üzere hazırlıklar yaptığı öğrenildi.
Marmara Denizi, özellikle fay hatlarının yoğunluğu nedeniyle, Türkiye'nin en deprem riski yüksek bölgelerinden biri olarak kabul ediliyor. Geçmişte yaşanan büyük depremler, bölgede ciddi hasarlara sebep olmuştu. Bu sebeple, devlet ve yerel yönetimlerin, depreme karşı alacağı önlemler ve halkı bilgilendirme çalışmaları büyük bir öneme sahip. Uzmanlar, depreme hazırlıkları artırarak halkı bu konuda bilinçlendirmek gerektiğine vurgu yapıyor.
Son yaşanan 3 büyüklüğündeki sarsıntı, Marmara Bölgesi’nde yaşayan halkın deprem ile ilgili kaygılarını yeniden gündeme getirdi. Uzmanlar, depremlerin önceden tahmin edilmesi zorluğuna dikkat çekerken, halkın bilinçli ve hazır olması gerektiğini ifade etti. Bu çerçevede, binaların depreme dayanıklı olup olmadığının kontrol edilmesi, acil durum planlarının gözden geçirilmesi ve deprem sırasında ne yapılması gerektiği konularında halkın bilgilendirilmesi önem arz ediyor.
Özellikle büyük kentlerde, depremler sonrası yaşanan panik ve belirsizlik, hazırlık eksikliğinden kaynaklanabiliyor. Bu nedenle, okullarda, iş yerlerinde ve evlerde düzenli olarak deprem tatbikatları yapılması, olası bir deprem anında halkın nasıl bir davranış sergilemesi gerektiğini öğretebilir. Uzmanlar, bu tür önlemlerin önemini vurgularken, kişisel hazırlıkların da her birey için hayati olduğunun altını çiziyor.
Sonuç olarak, Marmara Denizi'nde meydana gelen 3 büyüklüğündeki deprem, bölgedeki vatandaşlar açısından önemli bir uyarı niteliği taşırken, depreme karşı duyarlılığı artırma açısından da bir fırsat sunuyor. Herkesin deprem gerçeği ile yüzleşmesi ve bu konuda yeterli önlemleri alması gerektiği, yaşanan olayla bir kez daha gözler önüne serildi. Öngörülemeyen doğa olayları karşısında hazırlıklı olmanın önemini vurguluyoruz. Güvende kalmak için birlikte hareket edelim!.