Ülkemizin önemli iç su kaynaklarından biri olan baraj gölü, bu günlerde endişe verici bir manzaraya ev sahipliği yapıyor. Yerel balıkçılar, göldeki balık popülasyonunun azalması ve görünümündeki garip değişiklikler üzerine kafa yorgunluğu yaşamaktadır. Balıkçıların tedirginliği sadece bu durumla sınırlı değil, aynı zamanda bölgedeki ekosistem ve çevresel faktörler hakkında da kaygılanmalarına sebep oluyor. Peki, baraj gölündeki bu tuhaf durumu ne açıklıyor? İşte detaylar.
Balıkçılar, baraj gölünde önceki yıllara oranla avladıkları balıklarda belirgin bir azalma gözlemliyor. Gölün yüzeyindeki bazı bölgelerde, suyun renginin değişmesi ve belirsiz bir tortunun oluşması dikkat çekiyor. Dalgıçlar ve bilim insanları, bu durumu araştırmak için harekete geçti. Balıkçılar, kaygılarını dile getirirken, “Burası yıllardır avlanma yaptığımız bir yer. Bu değişiklikler insanı düşündürüyor,” diyor. Geçtiğimiz aylarda barajın su seviyesinin düşmesi ve çevresel faktörlerdeki ani değişiklikler, özellikle kuraklık ve iklim değişikliği ile ilişkilendiriliyor. Ancak balıkçılar, tüm bu değişikliklerin doğrudan avladıkları balıkların zayıflamasına neden olduğunu düşünüyorlar.
Bölgede yapılan incelemeler, su kalitesindeki düşüşün balıkların yaşam koşullarını nasıl etkilediğini gözler önüne seriyor. Uzmanlar, suyun içerisindeki kirletici maddelerin artışı nedeniyle, balık popülasyonunun düşmesinin yanı sıra, mevcut balıkların sağlık durumlarının da olumsuz etkilendiğini belirtmektedir. Örneğin, suyun pH seviyesindeki dalgalanmaların, balıklar üzerinde stresa yol açtığı ve üreme döngülerini olumsuz etkilediği saptandı. Bununla birlikte, yerli balık türlerinin azalması, göldeki ekosistemin dengesizleşmesine de neden olacağından ciddi bir tehdit oluşturuyor. Ekosistem uzmanları, eğer bu durum kontrol altına alınmazsa, gelecekte bölgedeki biyolojik çeşitliliğin büyük tehlike altında olacağını ifade ediyor.
Balıkçılardan bazıları, baraj gölünde avladıkları balıkların şişkin ve sağlıklı görünmemesinin, besin zincirindeki dengesizlikten kaynaklandığını ileri sürüyor. “Balıklarımız artık eskisi gibi lezzetli değil, bu gölün ruhunu kaybettiğini düşünüyoruz,” diyen bir balıkçı, yaşanan sorunların yalnızca kendilerini değil, bölgedeki turizm ve ticaret için de büyük sorunlar oluşturabileceğine dikkat çekiyor. Yerel yönetimlerin, bu sorunun çözümüne yönelik acil önlemler alması gerektiği çağrısı da yapılmakta.
Balıkçılar, gölde yaşanan bu değişikliklerin yanı sıra, çevreye zararlı atıkların arttığını da gözlemlemekte. Yerel halkın duyarsız davranışları, gıda zincirinde daha büyük sorunlara yol açabileceği gibi, hem su altında hem de yüzeyde büyük tehlikeler doğuruyor. Balıkçılar, çevre bilincinin artırılması ve doğaya sahip çıkılması gerektiğine inanıyor.
Bölgedeki sivil toplum kuruluşları ise, balıkçılarla iş birliği yaparak bu konuda farkındalık yaratmayı hedefliyor. Su kalitesinin artırılması ve balık popülasyonunun korunması için kamuoyunu bilinçlendirme faaliyetleri, yapılacak projeler arasında öne çıkıyor. Uzmanlar, bölgenin doğal kaynaklarının korunması adına herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini vurguluyor.
Baraj gölündeki bu alarm durumu, yalnızca balıkçıların değil, aynı zamanda yerel halkın, çevrecilerin ve ilgili kurumların dikkatini çekmiş durumda. Sonuç olarak, bu alandaki sorunlar giderilmiyor olursa, yıllar içinde baraj gölünün ekosisteminde geri dönüşü olmayan zararlar yaşanabileceği konusunda hemfikir olunmaktadır. Baraj gölünün geleceği için el birliğiyle bir şeyler yapmak şart gibi gözüküyor.